Retina nedir ?
Retina nedir?
Gözün renkli ve renksiz görmeyi sağlayan hücrelerden oluşan ve doğrudan beyinle bağlantılı bir tabakasıdır. Başlıca, sinir lifleri ve retina pigment epitelinden ibarettir ve 0,1-0,5 mm arasında değişen bir kalınlığı vardır. Temel yapısı embriyoda (cenin) ilk 33 günde oluşur. Bir fotoğraf makinası gibi, görüntüyü algılar.
Görüntüler retinaya net olarak düştükten sonra, 1 milyon sinir lifinden oluşan optik sinir ( görme siniri) yoluyla karmaşık bir sinyalizasyon sistemiyle beynin arka bölümüne taşınır. Görüntü beyinde yorumlanarak görme olayı gerçekleşir.
Retina hastalıkları neden önemli?
Çünkü retina, görme olayının beynini oluşturur.
Retina hastalıklarının anlaşılmasında en temel nokta, neden gözlük taktığımızı anlamakla başlar. Gözlük takmamızın, lazer ameliyatı olmamızın, kontakt lens kullanmamızın, yani görme olayına yardımcı olan tüm cihazların en önemli ve tek amacı, görüntüyü RETİNA (ağ tabaka) üzerine düşürmektir.
Çünkü görüntü retina tabakasının önünde ya da arkasında oluşursa, net bir görüş sağlanamaz. Gözün saydam tabakasında bir leke veya katarakt, retinadaki görüntüyü bulandırmaktadır. Katarakt çıkartılarak yapay bir saydam lens takılır. Görüntünün retinanın üzerine düştüğü hallerde retinanın bazı bölgelerinde hasar varsa, görüntü yine bulanık olur, ya da bazı bölümler görülmez.
Retina hastalıklarında, bizim kendiliğinden hastalığın farkına varabilmemiz için, retinanın merkez bölümünde (yani maküla = sarı leke) bir bozukluk olması gereklidir. Çünkü bunun dışındaki alanlar görme alanınızın merkezinde değil, kenarındadır ve farkedilmesi güçtür. Nadiren, çevreden yaklaşan cisimlerin görünmesinde zorluk olabilir.
Sonuç olarak retina hastalıklarının “makula” yı etkilediği zaman görmeyi çok çabuk düşürdüğünü ve hastanın doktora daha çabuk geldğini , fakat bu alanın dışında hasar gören bölümler varsa, görmeyi hemen etkilemediğini söyleyebiliriz.
Erken tanının önemi nedir?
Makula (/görme merkezi) tutulmamışsa, retinasında sorun olan kişi hastalığın farkına varmaz ve hastalık ilerler. Görme etkilendikten sonra doktora başvurulduğunda olan şudur:
Retinada hasar oluşmuştur. Retina sinir hücreleri, koni-basiller vs. kendilerini yenileyemezler. Retina hasarı beyin hasarı gibidir ve ancak çok erken tanı konulduğunda tedavi edilebilir. Örneğin, görme merkezinde oluşan bir kanamanın çekilmesini beklemek zorundayız. Nadir durumlarda tıbbı müdahale yapılabilmektedir.
Ancak tüm retina hastalıklarında çaresiz değiliz. Örneğin damar tıkanmasına bağlı olarak oluşan sızıntıyı göz içine verdiğimiz ilaçlarla ya da lazerle azaltabiliyoruz, yırtılmış ve ayrılmış retinayı (dekolman) erken yakalarsak lazerle sınırlayabiliyor, ayrılmış tabakaları ameliyatla yerine yapıştırabiliyoruz. Sarı nokta hastalığı erken yakalandığında göz içi ilaç tedavileriyle durdurabiliyor. Retinanın hücreleri canlılığını kaybetmeden önce bunları yapabilirsek, kalıcı görme kaybı önlenebilir.
Görme olayı beyinde yorumlandığı için, göz ve retina sağlam bile olsa, beyinde ve beyne giden görme yollarında tümör, kanama, iltihap varsa, hasta yine göremez.
Özetle:
Göz hastalıklarının tedavisi gözlük kullanarak ya da lazerle (gözlük numarasını sıfırlayarak) gerçekleşmemektedir. Katarakt ameliyatlarının, kornea nakillerinin, ve lazer cerrahisinin tek bir amacı vardır; retina tabakası üzerinde net bir görüntü oluşturmak. Retinada oluşan görüntünün beyne eksiksiz olarak gitmesi için, retinanın da sağlam olması gereklidir.