Kuru gözün tedavisi ve IRPL (Intense Regulated Pulse Light)
Kuru göz günümüzde bağışıklık sistemi hastalığı olarak kabul edildiği için yalnızca gözyaşı desteği anlık rahatlama sağlar ve sorunu gidermez. Kuru göz, kronik bir yangıdır ve yangıyı tedavi etmiyorsak kuru gözü de tedavi etmiyoruz demektir. Gözyaşının normalden az (yaşlılarda %65 oranında azalır) üretilmesinin yanısıra gözyaşı kalitesindeki bozulma, gözün kornea adını alan yüzey tabakasında en büyük rahatsızlığı yapıyor. Bazı durumlarda ise muayene ve ölçümlerde göz kuruluğu saptansa da, hastanın şikayeti olmayabiliyor. Bu durumda da gelecekteki döngüyü engellemek adına tedavi önermek en doğru yaklaşımdır
Elimizde son birkaç yıldır, gözyaşına ekleyebileceğimiz farklı ilaçlar var. Bunlar arasında bağışıklığı etkileyen ilaçlar ve kortizon sayılabilir. İlerlemiş durumlarda ağızdan verilen ilaçlar eklenebilir.Tedaviye verilen cevap 3 ay içinde başlar ve tedavi bir-iki yıl sürer. Hastaların ilaç kullanımı sırasında doktor tarafından belirli aralıklarla görülmesi, ilaç dozlarının ayarlanması vebazı durumlarda ilacın değiştirilmesi/başka ilaca geçilmesi için gereklidir.
Eskiden kullanılan bir yöntem olan, ağır hastalarda gözyaşı kanallarının geçici ya da kalıcı olarak tıkanması (punktum tıkacı), günümüzde enfeksiyon riski nedeniyle önerilmemektedir.
Kapak hastalıklarıyla birlikte görülen göz kuruluğu, ciddi bir bakımla ve tedavi seçeneklerinin artmasıyla kontrol altına alınabilmekltedir. Kapak hijyeni, sıcak pansumanlar, yağ bezlerinin masajla boşaltılması gibi tedbirler ilk zamanlarda yorucu olabilse de durum kontrol altına alındıktan sonra bakımların arası rahatlıkla açılabilir.
Bu tedaviler önerilmeden önce, göz yüzeyi ayrıntılı olarak incelenir, boya alan bölümler (küçük noktasal ülserler) varsa dikkate alınır, gözyaşı miktarı, gözyaşı kalitesi, yağ bezlerinin çalışma şekli ve tıkalı alanlar infra red ışınlarla (meibografi) görüntülenir. (SBM, gözyaşı yüzey analizi için kullanılan bilgisayar sistemi). Gerekirse IRPL ve diğer tedaviler önerilir.
IRPL tedavisi (Intense Regulated Pulse Light)
Günümüzde IRPL (Intense Regulated Pulse Light) yoğun ışın tedavisini özellikle seboreik blefarit (gözkapağındaki yağ bezlerinin hastalığı) ve demodex (gözkapaklarında yerleşmiş bir parazit) olgularında artık önerebiliyoruz.
IPL yaklaşık 20 yıldır cilt hastalıkları ve nörolojide kullanılmaktadır. Özelllikle akne rozase’li hastalarda göz yakınmalarının da azaldığının farkedilmesiyle, oftalmoloji alanına da girmiştir. Bu polikromatik ışın, ardışık homojen ve çok iyi ayarlanmış dalgalar şeklinde 5 ayrı noktadan flaşlarla alt göz kapağına ve gözün dış kenarına uygulanır. Eğer bezlerde ileri derecede bozukluk varsa, üst kapaklara da uygulanabilir. İşlem birkaç dakika sürer. Göze metal bir koruyucu takılır ve uygulanacak alan optik jel ile korumaya alınır. Yoğun ışığın ciltte ısıya dönüşen etkisiyle, kapaktaki yağ bezleri birkaç saat içinde normal işlevini kazanır. daha sonra yağ bezlerindeki salgılar masajla boşaltılarak işlem daha etkin hale getirilir.
Seanslar 0-15-45 ve gerekirse 75. günlerde olmak üzere 3-4 kez tekrarlanır. 2. Seanstan sonra %90 oranında okuma ve TV izleme gibi etkinliklerde rahatlama sağlanır, ilaç kullanım süresi de kısalabilir. Tedavi 6 ay sonra tekrarlanabilir.
Tedavi süresi içinde hastanın farklı bir cilt tedavisi almaması, U.V ışınlarından da korunması gerekir. Koyu ciltlerde pigmentasyon (cilt lekeleri) olabilir. Ciltte pigmentli alanlar varsa, tedavi sırasında bir koruyucuyla örtülür.