Nöro-oftalmoloji nedir ?
Nöro-oftalmoloji nedir ?
Bu konuyu yazarken, nöro-oftalmoloji alanında çok değerli iki uzmanın kitabı elimdeydi. Önsözde herşey o kadar adanmışlık yansıtıyordu ki, sizin için çevirmeye ve özetlemeye karar verdim. Birlikte okuyalım.
“Neuro-ophthalmology Illustrated , Valerie Biousse, Nancy J. Newman, 2016
“Nöro-oftalmoloji, oftalmolojiyle nörolojinin kesiştiği bir uzmanlık alanıdır. Göze gelen ve burada işlenen uyarılar, beynin yaklaşık üçte birinden fazlasını ilgilendiren bölümlere taşınır. Beyinden göze gelen uyarılar ise gözbebekleri ve göz kaslarını kontrol eder. Nörooftalmolojiyi ilgilendirmeyebilecek nörolojik bozukluk hayal bile edilemez. Bu nedenle de “nörooftalmoloji” uygulamalı nöro-anatomi adını almıştır.
Ayrıca nöro-oftalmoloji göz doktorlarını en çok korkutan ve nörologlarda en büyük karmaşayı yaratan alandır. Çünkü oftalmologlar (göz doktorları) görerek muayene etmeye alışıktırlar. Beyin tümörleri, damar tıkanıklıkları veya enflamasyon’un yaptığı şiklayetlerle; basit bir gözlük ihtiyacı, göz kuruluğu ya da katarakt aynı belirtileri taşıyabilir. Tedavileri de tamamen farklıdır. Nörologlar ise yaşamı tehdit eden nörolojik işlemlere alışık olmakla birlikte, görme sistemiyle ilgili muayeneleri yapacak teknik bilgi ve beceriye sahip değillerdir. Eğer beyin hastalığının anlaşılması için göz muayenesiyle ilgili teknik becerler gerekiyorsa, nörologların göze bakarak beyin hastalığını yorumlayabilmesi zordur.
En önemlisi de, nöro-oftalmoloji farklı bir düşünme sitemine kökten bağlıdır. Önce nöro-anatomiyle başlar, hastalığın mekanizmasına geçer, sonra ayırıcı tanıda diklkate alınması gereken ayrıntılara bakar, sonra da tanı ve tedavi için gerekli yönetimi yapılandırır: (1) Nerede ? (2) Nasıl? (3) Ne? (4) Şimdi ne yapalım ? Örneğin: Görme kaybıyla gelen bir hastada, lezyonun görme yollarının neresinde olduğuna bakar (Nerede?). Diyelim ki lezyon görme sinirinde. Görme sinirinde hasar yapabilecek iltihabi, damarsal, baskı, toksik, bütün kategorileri dikkate alarak klinik tabloya en çok uyan durumu belirler (Nasıl?). Olası mekanizmalar belirlendiğinde, buna uyan hastalıklara bakılır (Ne?). Son olarak uygun tanı testleri ve tedavi şekli mantıksal bir süreç içinde yürütülür (Şimdi sırada ne var?)
Nöro-oftalmologlar öğretmendirler. Göz doktorlarına nörolojiyi, nörologlara ve beyin cerrahlarına da oftalmolojiyi öğretirler. Bizler uzmanlık alanları ve doktorlar arasındaki iletişimi kolaylaştırırız. “
Bu yazıyı iki duayenin anlatımıyla sunmak istedim. Çok iyi vurguladıkları gibi, görme yolları ve gözün işlevleri, beyinle doğrudan bağlantılıdır. Gözümüz ışığı algılayan bir kameradır ve retinadaki sinir hücresi ağları tarafından çeşitli dalga boyları şeklinde beyne iletilir. Beyinde çözümlemesi yapılarak görme olayı gerçekleşir. Görme yollarındaki dört nöron bağlantısının 3’ü retinadadır (gözün görme tabakası). Beyne ulaştıktan sonra ise, orada yorumlanmakla kalmayıp, beynin 35’in üzerinde farklı işlem yapan bölgesiyle iletişim kurar. Bu sayıya sürekli yeni bölgeler eklenmektedir. Bu durumu anlayabilmek için bir tenisçinin topa vuruşunu hayal etmek yeterlidir. Topu görmesi ve kolunu kaldırıp topa vurması, ayrıca topu nereye göndereceğini hesaplayabilmesi, görmeyle başlayan ve saliseler içinde birçok sistemi içine alan müthiş bir koordinasyon gerektirmektedir. Hayallerimiz, rüyalarımız, anılarımız, görsel olarak bizimle birlikte yaşarlar. Elimize aldığımız birşeyin ne olduğunu göz sağlam bile olsa, beyindeki bir hasar nedeniyle algılayamayabiliriz.
Sonuç olarak nöro-oftalmoloji bu görsel dünyanın şifrelerini çözmek üzere yola çıkmış bir bilim dalıdır. Beynin gizemli kıvrımlarında gezinerek gözle ilgili bağlantıları kurmaya, bazı kez ölümcül bir hastalığın erken tanısını koymaya, bazı kez hastaya rahatsızlık veren daha basit yakınmalara farklı yaklaşımıyla çözüm olmaya çalışır. Bazı kez de zor olan son sözü söylemek ona düşer.