Şaşılık ve görme tembelliği
Kayan gözler
S: Şaşılık denildiğinde ne anlamalıyız?
C: Şaşılık, gözün görme eksenlerinin birbirine paralel olmadığı durumları anlatır.
S: Şaşılıklarda oldukça değişik bulgularla karşılaşabiliyoruz sanırım?
C: Gözün eksenleri içe ya da dışa doğru dönmüş olabilir, bir göz öbürüne göre yukarıya yönlenmiş olabilir, doğuştan olabilir, ya da sonradan ortaya çıkabilir, ailevi bir geçmiş olabilir, ya da olmayabilir, darbe, felç gibi durumlarla birlikte görülebilir; kayma arasıra ortaya çıkabilir.
S: Gözün ara sıra kaydığı durumlar da mı vardır ?
C: Hastalarda kayma (şaşılık) günün belli saatlerinde daha çok yorgun, halsiz vs. olduğu durumlarda ortaya çıkacaktır. Buna intermittant (aralıklı) kayma diyoruz. Beyin normalde göz eksenlerinin paralel oluşunu kontrol eder, bunu göz adelelerinin uygun bir şekilde kasılıp gevşemesini sağlayan uyarılar göndererek yapar . Sonra her iki gözden gelen görüntüler beyinde birleştirilir (füzyon, iki gözle tek görme). Beyin bu uyarıları gönderemediği zaman gözlerde kayma meydana gelir. Bu durumda elbette füzyon da bozulacak ve hastada çift görme meydana gelecektir. Beyin, kayan gözden gelen görüntüyü dikkate almayarak, bu rahatsız edici durumu ortadan kaldırmaya çalışır. Bu durum daha küçük yaşlarda olursa ve kayma sürekli bir durum alırsa, o gözde görme tembelliği gelişebilir.
S: Görme tembelliği tedavi edilebilir mi?
C: Kayan gözde görüntü görme merkezinde oluşmadığı için bulanık bir görüntü algılanır ve beynin ona uyan bölgesindeki hücreler yeterince gelişemez. Bir gözü kapatılan ya da bulanıklaştırılan maymunlarda, ona uyan kısımlarda beyin hücrelerinin gelişmediği gösterilmiştir. Bunun tedavisi ancak 6 yaşına kadar mümkün olmaktadır. Bu nedenle 1.5-2 yaşında, hiçbir şikayeti olmasa da, bebeklerin muayenesi şarttır.
Günümüzde beyin-göz ilişkisini temel alan ve retina hücrelerinin algılama düzeyini arttıran bilgisayar programlarıyla 50 yaşına kadar görme tembelliği tedavisi yapılmaktadır. Bunun için hastanın görmesinin 0.1 den fazla olması gerekmektedir. Yine de en başarılı tedavi küçük yaşta yapılan tedavidir.
S: Şaşılıklarda ne zaman doktora başvurmalı?
C: Biraz önce söylediğim gibi şaşılık ya da görme bozukluğu şüphesi olmasa da 1.5-2 yaşlarında doktorun görmesi şarttır. Bunun dışında ilk şüphe durumunda doktora hemen başvurulmalıdır. Doktor, önce gözlük muayenesi yapacak, şaşılığın bir göeme kusurundan oluşup oluşmadığını saptayacaktır. Kayan gözde bulanık görme olacağını söylemiştirk. Bunun gibi bulanık gören bir gözde de kayma başlar. Bulanık görmenin nedeni miyopi, hipermetropi vs.. ya da başka bir göz bozukluğu (katarakt, bebeklerde görülen tümörler ya da doğuştan anomaliler vs? ) olabilir ve önce budurum tedavi edilmelidir. Daha sonra hasta olası bir görme tembelliği açısından tedaviye alınır, kapatma ve egzersiz tedavilerine (Neurovision, CAM gibi) başlanır. Bu tedaviler sırasında yaş küçüldükçe hasta daha sık kontrola çağrılır. Çünkü bu kez, kayan gözü çalıştırmak için kapatılan sağlam gözde görme tembelliği gelişebilir. Eğer bu tedavilerle gözün eksenlerinin paralelliği sağlanamazsa ameliyat şarttır. Bütün bunların 6 yaşından önce yapılması idealdir. Elbette ki daha büyük yaşlarda başlayan şaşılıklar da vardır. Dışa kaymalar, genellikle 10-11 yaşlarında başlar. Geçirilmiş bir hastalıkla ya da travmayla ilgili göz adelelerinde oluşabilecek felçler de şaşılık nedenidir.
S: Bebeklerin ya da küçük çocukların muayenesi zor mudur?
C: Burada büyüklere yaptığımız muayenelerin hepsini yapıyoruz. Yanlızca harf sorulamaz, onu da başka yöntemlerle değerlendiriyoruz. Çünkü özellikle bebeklerde görme tembelliği çok çabuk oluştuğundan kaybedecek zaman yoktur. Daha önce de söylediğim gibi görme tembelliği tedavisi çok zordur ve özellikle doğuştan şaşılıklarda erken ameliyat şarttır. Böylece şaşılıklarda kulaktan dolma bilgilere rağbet etmemek gerektiğini ve doktor muayenesinin şart olduğunu vurguluyoruz.
Şaşılıklarda özellikle kayıt tutulmalı ve her muayenede oluşan değişiklikler dikkate alınmalıdır. Hasta yıllarca takip altında olmalıdır. Çünkün şaşılık ameliyatla düzeltilse bile değişik bir şekilde yeniden ortaya çıkabilir. Muayene sıklığı ortalama 3 ayda bir olmakla birlikte küçük yaşlarda daha sık, büyüdükçe ve daha uzun aralıklarla olacaktır. Sık gözlük muayenesi ve hasta-hekim işbirliği şarttır.
S: Şaşılık ameliyatları
C: Şaşılık ameliyatlarında fazla çalışan göz adelesi zayıflatılarak veya zayıf olan kas kuvvetlendirilerek, göz eksenlerinin parelelliği amaçlanır. Küçük yaşlarda yapılan ameliyatlar “füzyon” ve "derinlik" (üç boyutlu görme) hissini de kazandırdığı için, önemlidir. 6 Yaşını geçtikten sonra cerrahi yanlızca kozmetik amaçlıdır. Dışa şaşılıklar ve felçlerde elbetteki hastanın çift görme vs. gibi rahatsızlıklarını da düzeltmek amaçlanmaktadır. Bu ameliyatlar göz adelelerine yapıldığından görmeyi etkilemez ve hasta ameliyattan hemen sonra normal yaşantısını sürdürebilir. Şaşılık toplumsal bir sorun da oluşturabileceğinden ve en azından kozmetik tedavisi olduğundan cerrahiden çekinilmemelidir.
S: Eğer şaşılık ameliyatla tam olarak düzelmezse ne yapılabilir?
C: Şaşılık ameliyatı yeniden planlanabilir. Başka kaslara veya ameliyat edilmemiş olan göze ameliyat yapılabilir, ya da zor vakalarda ayarlanabilir dikişlerle yapılan cerrahi veya botox enjeksiyonu planlanabilir. Burada hastaya olasılıkların tam olarak anlatılması gereklidir, çünkü şaşılık ameliyatlarında kozmetik ya da fonksiyonel sonuçlar hastadan hastaya değişiklik gösterebilir. Hiç bir zaman tek seansta şaşılığın düzeltilebilmesi garantisi yoktur ve ameliyat sonrasında da takip önemlidir. Bazı kez 10-15 yıl sonra da göz kayabilir. Çoğu kez bunlar önceden tahmin edilebildiğinden özellikle zor vakalarda hastanın iyi bilgilendirilmesi esastır, çünkü bazan hastanın ve doktorun beklentileri uyuşmayabilir.
S: Şaşılık ameliyatlarının tehlikesi var mıdır?
C: Şaşılık ameliyatları gözün dış kısmındaki kaslara yapıldığından görmeyi etkilemez. Bazı kez küçük bir gözlük ayarlaması gerekebilir. Dikkat ve tecrübe ile komplikasyonlar yok denecek düzeye indirilebilir. Günümüzde şaşılık ameliyatları için de artık ameliyat mikroskobuyla hassas bir teknikle yapılmaktadır. Ameliyat sonrası hastanın yakından izlenmesiyle, gelişebilecek rahatsızlıklar da hızlı bir şekilde tedavi edilebilir. Ortalama olarak göz 1,5 ay sonra normal durumuna döner.
Burada öngörülemeyen en önemli risk faktörü, narkozla ilgilidir. Fakat bilindiği gibi bu tüm ameliyatlar için söz konusudur.
S: Şaşılıklarda gözlük muayenesi:
C: Şaşılıkların bazı türlerinde (özellikle hipermetroplarda) göz yakına uyum yaparken kaymaktadır. Ayrıca genel olarak gözlük reçeteleri yazılırken, şaşılık durumlarında farklı davranılır. Burada hastanın rahatsızlığı değil, şaşılığın kontrol altına alınması esastır. Gözlüklerin şaşılığa etkisi saptanmadan ameliyat planı yapılamaz. Gözlükler en az bir ay kullanıldıktan sonra muayene tekrarlanır ve hastanın şaşılık derecesi yeniden ölçülür. Gözlükle düzelmeyen kısım ameliyat edilir. Bu durumda gözlüğü çıkartınca göz kayar, takınca kayma sıfırlanır, çünkü hastanın gözlükleri kullanması zaten şarttır. Ameliyat, hastanın gözlük derecesini değiştirmediğinden, gözlükler dikkate alınmadan ameliyat planlanırsa ameliyattan sonra bu kez hasta gözlüğü takınca göz kayacaktır. Burada gözlük-kontakt lens-lazer gibi bütün yöntemlerin bizim için aynı şeyi ifade ettiğini belirtmeliyim. Bunların hepsi, hastanın kırma kusurunu düzeltmek yani görüntüyü retina tabakasına odaklamak amacını taşırlar.
Sonuç olarak, iyi bir planlama yapıldığında şaşılık ameliyatları yüz güldürücüdür ve gözün görmesi açısından her hangi bir etkisi yoktur.
Görme tembelliği (ambliyopi)
Çocuğunuzun gözü tembel mi?
Görme tembelliği (ambliyopi) gözden kaçabildiği için tedavisi ne yazık ki geciken bir durumdur. Toplumdaki sıklığı % 1.3 ile 3.5 arasında değişmektedir.
Hastanın bir gözü sağlam olduğu halde diğerinden eksik görür. Bir gözün görmesi diğerinden en az 2 sıra eksiktir.
Görme tembelliğinin nedenleri şöyle sıranalabilir:
1. Fonksiyonel (işlevsel) ambliyopi
A: Şaşılık ambliyopisi : Şaşılık durumlarında hastaların % 25-75’I görme merkezi dışındaki bir noktayı kullanırlar. Bu nedenle net göremezler.
B: Anizometropik ambliyopi : Özellikle hipermetrop ve astigmatlarda iki göz arasında 0,5-1,00 numara (diyoptri) fark olması bile görme tembelliğine yol açabilir. İleride anlatılacağı gibi en geç 1,5 yaşında yapılan gözlük derecesi (kırma kusuru) ölçümü ve gerekirse gözlük takılması çok önemlidir.
C: Deprivasyon (yoksunluk) ambliyopisi : Özellikle bebeklerde bir gözün herhangi bir nedenle kapatılması, hastalık geçirmesi , kataraktlar vs gibi nedenlerle görmemesi buna yol açabilir.
2. Organik (bir hastalığa bağlı) ambliyopi
Bir çeşit deprivasyon (yoksunluk) ambliyopisidir. Tembel gözde bir hastalık mevcuttur.
Bu hastalarda “kritik dönem” ilk 1,5 yıldır. Bunu 14 ay kabul edenler de vardır. Bu dönemde görme hücreleri gelişmekte olduğundan, her hangi bir nedenle hastanın eksik görmesi, beyinde görme korteksindeki hücrelerde küçülme ve işlev kaybıyla sonuçlanır.
3 ila 10 yaş arasında görme tembelliği oluşma riski daha azdır. Göz muayenesinin yapılamadığı durumlarda (çok küçük hastalar hariç) görme tembelliğinin varlığı VEP ile saptanabilir.
Tedavi Şekilleri:Gözlük verilmesinden ve diğer hastalıkların tedavisinden sonra hızla görmeyi artırıcı tedbirlere geçilmelidir:
Kapatma tedavisi, ilaç ve CAM/Neurovision geleneksel yöntemlerdir. Bir tedaviden cevap alınamazsa diğer tedavi yöntemleri denenir. Hastanın hiçbir tedaviye cevap vermeme ihtimali %33’dür.
Görme artsa bile tedavi bırakıldığında bir miktar azalabilir, yine de sağlam gözün görmesini bozacak bir hastalık ortaya çıktğında tedavi edilen tembel gözdeki görme yeniden kazanılabilmektedir. Erken tedavi ile her iki gözün bir arada kullanılabilmesi sağlanabilir. Fakat bu hastalar 3 boyutlu görme gerektiren meslekleri yapamazlar.
NEUROVISION Tedavisi:Son yıllarda uygulanmaya başlanan bir tedavidir. Bu kişiye özel programda, fonksiyon yapmayan retina hücrelerine işlev kazandırılarak görme derecesi arttırılabilir. Haftada iki kez çalışılır, toplam 30-45 seans sürebilir. Ana mekanizma, bir fotoğraf makinasındaki piksel sayısını arttırmak şeklinde özetlenebilir.
Görme derecesi 0.1'in üzerinde olan hastalarda kullanılabilir. Bu yöntem ayrıca yakını görme bozukluğu (presbiyopi), düşük dereceli miyopi, hatta bazı retina hastalıkları gibi olgularda görüşü arttırmak için kullanılabilir. 50’li yaşlara kadar geniş bir hasta grubunda uygulanabilen bir yöntemdir.